24 Aralık 2009 Perşembe

Kaza Namazı 1


Biz ahir zaman insanları modern(!) ve çağdaş (!) yaşamın getirisiyle hayatımızda aslında bizler için çok da önemli olan bazı şeyleri atlıyoruz. Bunlardan birisi ve hatta benim için en önemlisi namazlarımız...

Kazaya bırakılmış, iş, güç, yoğunluk ve yorgunluk gibi daha pek çok bahane üreterek kılmadığımız, terk ettiğimiz namazlarımız...

Aslında mü'min olmanın en önemli şartı önce iman etmek, Allah'ın varlığına biriğine, onun kitaplarına, meleklerine, peygamberlerine inanıp ahiret gününe, kaza ve kaderin Allah'tan geldiğine inanmak. İmandan sonraki en önemli olan ibadetimizde NAMAZ KILMAK...

Bir mü'mini münafıktan ayıran en önemli özellik bu.. Namaz kılıyor olmak. Peki biz ahir zaman insanları tarafından bu ibadete neden yeteri kadar önem verilmiyor?

Namaz müminin miracı, ve gözümün nuru diyen bir peygamberin (SAV) ümmeti olarak, nedir bizi bu ibadetten alıkoyan?

Resulullah'ın (SAV) zamanında ehli beyti, sahabeyi oyalayacak işleri, namazlarını kılmalarına engel olacak sebepleri hiç yok muydu sanki? Onlarda ticaretle uğraşıyorlardı. Evlerinin, ailelerinin nafakalarını bir şekilde çıkarmak zorundaydılar; ama onlar savaşlarda dahi namazlarını cemaat ile eda etmiş, her ne olursa olsun, iki elleri kanda olsa dahi namazlarına sarılmış, namaz için hiç bir bahane üretmemiş, hatta namaza durdukları anda hiç bir dünyevi meseleyi akıllarına getirmemiş öncü ve örnek şahsiyetler...

Onların namazlarını terk etmek gibi bir bahaneleri yoktu; çünkü onlar hayatlarının merkezlerine namazı koymuşlardı. Yolculukta da olsalar, hasta olup yataklara da düşseler tek düşünceleri vakit girdiğinde namazlarını eda edebilmeleriydi.

Ne yazık ki biz ahir zaman insanları için durum hiç de öyle değil. Bizler neredeyse içimizden ' bir engel olsada namazımı kılmasam' diyeceğiz. Halbuki bir insanın namazını kazaya bırakması, namazını terk etmesi, zamanında kılmaması en büyük günahlardan biri. Ama biz bu durumu o kadar adet haline getirdik ki bunun farkında bile değiliz.

Ne yazıkki ölüm insana çok yakın. Hayatta her an her şey olabilir. Bu duyarlılıkla vakit namazlarımıza ve kazaya kalmış namazlarımıza dört elle sarılmalıyız ve bir an evvel bu borçtan kurtulmalıyız.
İnsan, nefsine en ağır gelen bu ibadete bir kere kararlılıkla başladı mı zamanla istese de onu bırakamıyor. Tabi bu zahmetli, sürekli şeytan ve nefisle mücadele edilmesi gereken zor bir süreç.

Rabbim hepimizi bu kararlılıkla vaktinde seccade başına oturmayı nasip etsin...
Amin...

3 yorum:

  1. Evet canım Hz. Ebu Bekir'in namaz kıldığı zaman kalp atışlarının sesini herkes duyarmış, Hz. Ali ise beni namazdayken ameliyat ediniz dermiş. Mevlam cümle kullarının kalbine hidayet nasip eylesin inşeallah. Bizi yolundan ayırmasın. Allaha emanet ol.

    YanıtlaSil
  2. amin canım. haklısın..

    YanıtlaSil
  3. ölü bebek fotografını sabah ılk actıgım blogta görmek çok asabımı bozdu.yazıyı okuyamadım dayanamadıgım ıcın fotografa...
    kesek bı uyarı falan yazsaydın ınsan hazırlıksız oluyor bı an

    YanıtlaSil